Vajina rahmi dış genital organlara birleştiren tüp şeklinde kas ve mukozal epitelden oluşan bir organ olup bu bölgenin primer kanserlerine oldukça nadir rastlanmaktadır. Genellikle komşu organlar olan  rahim ağzı, vulva, rahim, mesane ve bağırsak tümörlerinden metastatik yayılım görülmektedir. Kendi asıl tümörü en sık yüzey epitelinden gelişmekte olup skuamöz hücrelidir. Erken evre tümörlerin tedavisi kolay olmakla beraber ilerlemiş tümörlerde mesane ve bağırsak tutulumu sık görüldüğünden tedavi zorlaşmaktadır. 

Etiyoloji ve Risk Faktörleri
Human papilloma virüs (HPV) rol alabilmektedir. Skuamöz hücrelerde değişiklik yaparak bu bölgede vajinal intraepitelyal neoplazi (VAIN) gelişimine neden olmaktadır. Önce epitel tutulmakta, alt 1/3’ü tutulduğunda buna VAIN 1 denilmekte, tutulum ilerler ve epitelin 2/3’üne kadar olursa VAIN 2, ve 2/3’ünden fazlası tutulursa VAIN 3 denilmektedir. Tutulum epitelin dışına çıktığında ise kanser evresi başlamaktadır. HPV’ye bağlı olarak görülme sıklığı arttığından çok seksüel partner, ilk ilişki yaşının erken olması, sigara kullanımı ve HIV enfeksiyonu da diğer risk faktörleri olarak öne çıkmaktadır. İleri yaş önemli bir risk faktörüdür ve ortalama görülme yaşı 50’dir. 1950’li yıllarda gebelik sırasında düşük olmasını engellemek için kullanılan dietilstilbestrol adlı ilaca bağlı olarak bu annelerin kız çocuklarında vajinal şeffaf hücreli kanser gelişebilmektedir. Özel bir tarama programı olmadığından yıllık jinekolojik muayene ve smear alınması önemlidir. HPV aşıları da korunma amaçlı olarak yaptırılabilir. Korunmada diğer bir faktör de sigara içilmemesidir. 


Semptom ve Bulgular
Genellikle erken dönemde bulgu vermemektedir. Kanama, ilişki sonrası kanama, akıntı, vajende şişlik-kitle, ağrı, işeme güçlüğü, kabızlık, veya kasıkta lenf nodu tutulumuna bağlı şişlik görülebilmektedir.

Vajen Kanseri Tipleri
En sık yüzey epitelinden gelişen skuamöz hücreli tümörler görülür. Nadir de olsalar glandüler hücrelerden vajinal adenokanserler ve pigmente hücrelerden vajinal melanomlar gelişebilmektedir. Bağ doku elemanlarından ve düz kas hücrelerinden ise vajinal sarkomlar gelişebilir. 

Tanı
Rahim ağzı kanserinde olduğu gibi özel bir tarama programı yoktur. Bazen kanser hücreleri smear’de saptanabilir ve ileri değerlendirme ile tanı konulur. Hiç semptom yokken rutin vajinal muayenede lezyonlar görülüp biyopsi ile de tanı alabilir. Şüpheli olgularda kolposkop denilen mikroskopla görüntü büyütülerek ve özel boyalar kullanılarak normal dışı alanlar saptanır ve biyopsi ile tanıya gidilir.  Tedavi öncesi tümörün yaygınlığını saptamak amacı ile tomografi, MR veya PET gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Mesane ve bağırsağın komşu bölgelerini değerlendirmek için özel skopi yapılarak kamera yardımı ile bu organların içleri gözlemlenebilir. 

Tedavi
Lezyon çok küçük ve yüzeyel ise belirli bir cerrahi sınırla beraber çıkarılabilir. Daha geniş lezyonlarda parsiyel veya total vejenektomi gerekebilir. Önde ve arkada organlara çok yakın olduğundan ilerlemiş olgularda bu organların da rezeksiyonu gerekebilmektedir. Vajen tamamen çıkarıldığında deriden, bağırsak mukozasından veya çeşitli kaslardan yeni vajen oluşturulabilmektedir. Herbirinin değişik avantaj ve dezavantajları vardır. Tümörün vajende yerleştiği bölgeye göre bölgesel lenf nodları da çıkarılmaktadır. Üst bölge tümörlerinde rahmin de alınması gerekebilmektedir. Radyoterapi ve kemoterapi de verilebilmektedir. Bu tedavilerin planlanması için konsey yapılmakta hastanın yaşı, performansı, diğer karakteristik özellikleri, tümörün yaygınlığı ve evresi gibi birçok faktör dikkate alınarak son gelişmeler ışığında karar verilmektedir. Tedavi sonrası genel olarak hastalar ilk 2 yıl 3 ayda bir, 3. yıl 4 ayda bir ve daha sonra 5 yıla kadar 6 ayda bir izlenmektedir. Beş yıl sonrası duruma göre yıllık takiplere de geçilebilmektedir.