Çikolata / çukulata kisti endometriosis hastalığının yumurtalıklarda oluşturduğu kistik yapıya verilen isimdir.  Endometriosis kadınlarda özellikle 35 yaşından sonra ortaya çıkan ve ağrı, yumurtalık kistleri ve gebe kalamamayla birlikte giden bir hastalıktır. Tanısı ultrasonografi ve kanda bazı tümör belirteçlerinin ölçümü ile konur. En yaygın olarak kullanılanı Ca125’tir. Hastalığın yumurtalık kanserine neden olduğu savı artık kabul görmemektedir. Tanı konduktan tedavi hastanın özel koşullarına göre belirlenmelidir. Herkes için basmakalıp bir tedavi yoktur. Her endometriomanın alınması gerekliliği şeklindeki yaklaşım son yıllarda terk edilmiştir. Endometriomaların tedavisinde güncel bilimsel veriler ışığında aşağıdaki şekilde bir yaklaşım benimsenmelidir:


Ağrı yakınması olan kadınlar: Bu grup hastalarda en etkin tedavi cerrahidir. Cerrahinin laparoskopik olarak yapılması hem sonuçlar hem de hasta konforu yönünden karın açılarak yapılmasına oranla daha iyidir. Laparoskopi artık endometriosis tedavisinde altın standard olarak kabul edilmektedir. Cerrahi sırasında endometriomalar çıkarılmalı, yapışıklıklar açılmalı, ve görülen tüm endometriosis odakları yok edilmelidir. Operasyon yumurtalık kapasitesine zarar verilmemesi amacı ile mümkün olduğunca atravmatik yöntemler kullanılarak yapılmalıdır. Özellikle rektovajinal septum adı verilen rahim arkası ve kalın barsak arasındaki bölgede yerleşmiş derin endometriosis gözden kaçabilir. Bu durumda ameliyat sonrasında ağrıların geçmediği görülecektir. Laparoskopi sırasında bu bölgenin dikkatli bir şeklide değerlendirilmesi çok önemlidir.


Sadece kist ile başvuran yakınması olmayan kadınlar: Bu grup hastalarda cerrahi yapılmadan bir süre gözlem en doğru yaklaşımdır. Ca125 değerinin yüksek olması veya kist çapının 5 cm’nin üzerinde olması durumlarında cerrahi müdahale düşünülebilir. Cerrahi öncesinde yumurtalık kapasitesi ultrason ve AMH ölçümü ile değerlendirilmeli ve yumurtalık kapasitesi düşük çocuksuz kadınlarda mümkün olduğunca cerrahiden kaçınılmalıdır. Bu durumda 3-6 ay aralar ile ultrason ve Ca125 ile yakın takip yapılmalıdır. Çocukları olan ve başka çocuk düşünmeyenlerde ise laparoskopi ile kist veya kistlerin alınması en uygun olan yaklaşımdır.


Çocuk sahibi olamama yakınması ile başvuran kadınlar: Bu grup hastalarda yumurtalık rezervi değerlendirildikten ve yeterli olduğu saptandıktan sonra kistin tek taraflı olduğu durumlarda laparoskopi ve ardından yaşa göre 6-12 ay kendiliğinden oluşabilecek bir gebeliği beklemek uygundur. Yumurtalık rezervi kötü, kadının yaşı 38’in üzerinde veya kist iki taraflı ise en doğrusu tüp bebek yapmaktır. Yapılan çalışmalar kisti alınan veya alınmayan kadınlarda tüp bebek ile gebelik oranlarında fark olmadığını göstermektedir. Tüp bebekte yumurta toplama işlemi esnasında kistin içine girilmemesi tavsiye edilmektedir. İşlem sırasında kist içinden iğnenin geçmesi enfeksiyon ve over absesi riskini artırır.


Tüp bebek tedavisinde tekrarlayan başarısızlığı olan ve kisti olan kadınlar: Bu grup hastalarda ne yapılması gerekliliği tartışmalıdır. Üç ya da daha fazla denemesinde başarısız olmuş olan kadınlarda endometriomaların alınması önerilebilir. Bu şekilde yapılmış olan bir çalışmada laparoskopi sonrasında hastaların %50’sinde kendiliğinden gebelikler oluşmuştur.


Tekrarlayan laparoskopiler sonrasında hala kisti olan kadınlar: Bu hastalarda laparoskopik cerrahinin komplikasyonları fazladır. Ağrı yakınması yok ise yakın izlem önerilir. Ağrı yakınması olan ve çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlarda rahim ve yumurtalıkların alınması gündeme gelebilir. Çocuk isteği varsa tüp bebek yapılmalıdır. Tüp bebek öncesinde tüplerin değerlendirilmesi önemlidir. Tekrarlayan cerrahiler sonrasında oluşma olasılığı yüksek olan yapışıklıklardan dolayı tüpler tıkanmış olabilir. Bu da tüp bebek ile gebelik şansını azaltır. Eğer tıkalı tüp mevcut ise laparoskopik olarak alınması veya rahim ile bitişik olduğu yerden kapatılması gerekir. Laparoskopi yapılmasının yüksek risk taşıdığı olgularda ise histeroskopik sterilizasyon tekniklerinden (Essure) yararlanilabilir.